Peaky Blinders Dizi Konusu: 1. Dünya Savaşı sonrası İngiltere’nin Birmingham şehrinde ‘’Peaky Blinders ‘’ adlı çeşitli soygun ve bahislerle uğraşan bir çetenin hikayesini anlatmaktadır. Bu çete aynı zamanda bir ailedir ve önemli kararlar aile toplantısında alınacak gibi bir kuralları vardır.Şehir içinde hem çok korkulan hem de saygı duyulan bir ailedir . Asıl mevzu çetenin bir soygunda yanlışlık yapması üzerine şehre yeni bir başmüfettiş atanmasıyla kızışıyor.Bu müfettiş hem görevi gereği hemde daha kişisel mevzulardan bu çeteye, özellikle çete başına kafayı takıyor diyebiliriz.
Dizi Yorumum :
Diziyi bu kadar geç keşfettiğim için baya üzgünüm, birkaç ay önce duymuştum ancak yeni izleyebildim.İlk olarak benim gibi İngiltere , tarih ve çeteler,güçlü aileler gibi şeylerin hayranıysanız dizi zaten sizi ilk saniyeden kazanıyor.(Sadece aksan için bile izleyenler oluyor, biliyorum.) Klasik İngiltere görüntüleri her zaman ,hep aynı renklerin tonları kullanılmış , puslu havayla da pekiştirilmiş.Sürekli sigara içiliyor ve fazlasıyla gözümüze sokuluyor, hatta bazı sahneler sigara dumanının arkasından çekilmiş.(Yalnız Cillian Murphy -Thomas Shelby- öyle bir sigara içiyor ki normalde sevmememe rağmen çekici bulmamak elde değil.) Sigara dışında bu arkadaşlar su yerine viski tüketiyor, sürekli tükürüyor ve kavga ediyorlar.
Peaky Blinders |
Çetemize ve üyelerine geri dönecek olursak , dediğim gibi bunlar aslında 5 kardeş ve bir haladan oluşan bir aile ve çeteleri çevrelerindeki birkaç dosttan oluşuyor. Çeteyi yönetenin, kardeşlerin en büyüğü olan Arthur Shelby olduğunu görüyoruz ilk başta , onun dışında Thomas(asıl adamımız), John(pek işe yaramayan biri) ve en küçük erkek kardeşleri var (Koskoca 1 sezonda Thomas’ın küçücük sevgi belirtisi gösterdiği tek çocuk olma özelliğine sahip kendileri) ve bir de kız kardeşleri , Ada Shelby ( kendisi Thomas’ın hem çocukluk arkadaşı hemde düşmanı olan Freddie Thomas ile aşk yaşıyor-büyük paranteze giriyorum , Freddie aynı zamanda bir komünist ve devlet tarafından aranan bir adam.) Ailenin en büyüğünü Aunt Polly(anna) sanarken , ufak bir sürprizle karşılaşabilirsiniz sonra. Polly , Tommy ile birlikte ailenin beyni ve baya sağlam, zıt düşmek istemeyeceğiniz türde bir kadın.(Dua sahnesinde tüm ailesinin karakterlerini özetliyor kendisi.)
Ada Shelby |
Tabiki Peaky Blinders’ın da rakip çeteleri var , en çok sorun yaşadıkları Lee ailesi. Lee ailesi benim anladığım kadarıyla Shelby ailesinden bile geniş.Zaten birbirlerini pek sevmeyen iki ailenin düşmanlığı yine Thomas yüzünden başlıyor.(Bu sahnede Peaky Blinders şapkalarının da kullanımını görmüş oluyoruz-jiletli şapkalarıyla kavgada düşmanlarını kör ediyorlar.) Sonunda çok klasik bir şekilde bu ailelerin düşmanlıkları tatlıya bağlanıyor ve daha güçlü bir düşmana karşı beraber savaşıyorlar.( Her şey yasal at yarışları yapabilmek uğruna!) Thomas’ın dostlarından en çok gördüğümüz Danny aynı zamanda onun askerlik arkadaşı, yalnız Fransa’da geçirdiği bu savaş döneminde birazcık delirmiş.(Danny’nin bir sahnesi önce bir şok yarattı ama Allahtan sandığımız gibi olmadığını hızlıca gördük.)Bu arada savaş sonrası dönemde geçtiği için tüm o psikolojik etkilerini de bence çok iyi yansıtmışlar. (Thomas sürekli kabus gördüğü için asla tam olarak uyuyamıyor, yatağının karşısındaki duvardan korkuyor,savaştan sonra çok agresif birine dönüşmüş,kadınlarla ilgilenmiyor, asla sinir dışında bir tepki göstermiyor ve Danny delirmiş, aklıma hemen Lozan’da gezdiğim l’Art Brut müzesi gelmedi değil.)
Bir diğer belaya gelecek olursak,Thomas’ın asıl baş belası başmüfettiş Campbell.Campbell, Thomas’ın yediği bir halt yüzünden şehre gönderiliyor.Bu karakteri hiç sevmedim, tabiki desteklediğim Peaky Blinders'ın düşmanı olması dışında,yüksek bir konumda olmasına rağmen asla Thomas'a verdiği sözleri tutmuyor, anlaşmlarına uymuyor ve onun arkasından iş çeviriyor.Yine tüm sezon boyunca nefret ettiğim başka bir karakter yüzünden kafayı tamamen Thomas ile sıyırıyor. Campbell bu arkadaşı kendiyle beraber şehre getiriyor , Grace Borgess, Thomas’ın tekrar kadınlarla ilgilenmesini sağlayan kadın ! Pek çok sahnede gözlerimden ateş fışkırarak kadına bakmış olabilirim, onun hakkında konuşmayacağım , daha fazla spoilera gerek yok zaten.Sezon sonu için diyebileceğim şeyse 2.sezon bomba gibi herhalde çünkü ‘’Fuckin’ Shelby’’ ailesi daha da güçleniyor ve Tommy tabiki yine YAKIYOR.( Bonus: umarım malum şahsı bir daha görmeyiz.)
John, Thomas, Arthur Shelby |
(-)Dizi müzikleriyle de baya konuşulan bir dizi ancak girişteki müzik bana baya uyumsuz geldi,böyle düşünen bir tek ben miyim bilmiyorum böyle ağır gangster havalı bir dönem dizisine pek yakıştıramadım.
(-) Buz gibi bakışlı donuk adam Tommy fucking Shelby , Grace’e karşı hemen yumuşuyor, pat ilk görüşte aşık oluyor.(Türk dizisi değilsin, kendine gel!)
(+) Kızı hiç sevmesemde , Tommy’cim onun yanında bebekler gibi ilk kez huzurla uyuduğunda çok mutlu oldum.
(+) Cillian Murphy zaten mükemmel, hem karakter hemde oyunculuk anlamında. ( Adamın 1976 doğumlu olduğunu öğrendiğimde ufak bir şok yaşamadım değil.)
(+) Sezon sadece 6 bölüm, kolayca bitirebilirsiniz.
Olmadan Olmazdı |