Kişisel olarak maalesef yabancı dizilere hep mesafeli bakmışımdır; galiba bünyem üç buçuk saat süren uzuuuun uzun bakışmalı, bir entrikanın dört bölümde çözülemediği yerli dizilerimize alışık.
Bu kadar eleştirdiğime bakmayın evet yerli dizi yersiz uzun falan ama senaryolarımızın bu uzun sürelerine rağmen akıcılığı ve görselliğinin had safhada başarılı olduğu asla yadsınamaz.
Fransa'da bana sürekli Süleyman ile(evet Muhteşem Yüzyıl) ; Yunanistan'da Ömer (evet evet Ezel) ile ilgili sorular geliyorsa demek ki kıvırıyoruz biz bu işi.En uç örneğim ise Litvanya'da girdiğim bir eczanede çalışanın yanıma gelip; "Pardon siz Türkçe mi konuşuyorsunuz?" sorusu oldu; "Evet, neden?" dediğimde beni "Dizilerinizi burada altyazı ile yayınlıyorlar o yüzden Türkçe konuştuğunuzu anladım" diye cevaplaması beni gururlandırmadı değil.Üstüne de ekledi "Kemal gerçekten o kadar yakışıklı mı?" önce tabi anlamadım Kemal'in kim olduğunu ama sonra Google'dan resmini açınca fark ettim ki Kara Sevda'daki Kemal yani Burak Özçivit'den başkası değildi...
Gelelim konumuza, başlıktan da anlaşılacağı üzere bugünki yazımın konusu La Casa de Papel.
Sizde mutlaka bu dizinin muhteşemliği, şahaneliği vb vb vb üzerine bir sürü sohbet içerisinde yer almış veya sosyal medyada denk gelmişsinizdir.(Ben bir de bunu çift taraflı yaşadım bir yandan İstanbul'daki arkadaşlarımdan diğer yandan buradaki Fransız arkadaşlarımdan).Bu kadar baskıya dayanamadım ve izlemeye karar verdim.Sorun bana pişman mıyım?KOCAMAN BİR HAYIR.
Gerçekten konuşulanlar kadar varmış bir oturuşta 6 bölüm izlemek gibi bir hata yaptım 😖Neden hata?Çünkü ilk sezonu yarıladım yani onlarla vedalaşmama az kaldı..
Dizi Profesör'ün etrafında özenle topladığı ekibi ile İspanya Merkez Bankası'nı soymayı planlamasını ve bu süreçte başlarına gelenleri anlatıyor.Dizimiz İspanyol yapımı olduğu için altyazılı izlemek dışında çok bir seçeneğimiz yok.Her karakterimiz kendine bir şehir adı seçiyor (bunun nedenini izlediğinizde göreceksiniz) ve olaylar gelişmeye başlıyor.6.bölümün sonunda aldığım izlenim ; Profesör'ün kendi dünyasında bir Robin Hood olduğu çünkü soygunun sonunda kamuoyunun onları sevmesini istiyor.Bu bana pek mümkün gibi gözükmese de ilerleyen bölümlerde göreceğiz tabii.Dizinin akıcılığına ise söylenecek hiç bir şey yok...Bölümleri öyle bir yerlerde bitiriyorlar ki eliniz anında sonraki bölüm butonuna gidiyor.Hoş zaman geçirmek istiyorsanız size kesinlikle önereceğim bir dizi olan "La Casa de Papel" aynı zamanda ilk eleştiri/tanıtım yazımın da konusu oldu.
Umarım beğenmişsinizdir.Yorumlarınızı bekliyorum
-Deniz