Taze taze ilk yazımı yazmaya karar verdim . Evet az önce
Vatanım Sensin’in 43. bölümünü bitirdim. Daha ne yazacağımı , nasıl başlayacağımı
, karakterlerden mi , dizinin tamamından mı yoksa sadece bu bölüme özel bir
şeylerden mi bahsedeceğim hiç bilmiyorum o yüzden şimdiden beni mazur görün
arkadaşlar. Öncelikle şöyle diyebilirim dizi geçen sezonuna göre daha az popüler
ve daha az ilgi çekici sanırım veya ben Türkiye’de olmadığım için bu şekilde
bir gözlemde bulundum. Ama geçen sezon vatan sevgisi, milli mücadele ve arada
duyuyor olsakta Atatürk çok başka bir konumdaydı. Bu sezon ise şöyle aralara sıkıştırılmış
gibi hissediyorum. Bu bölüme özel konuşacak olursak , Ali Fuat Paşa sahnesi
beni yine de deli gibi duygulandırmaya yetti ancak bu tarz sahneleri herkesin
daha çok görmek isteyeceğini düşünüyorum. Onun dışında tabiki benim gözümde en
çarpıcı sahne fragmanda da verdikleri Cevdet’in çocuklarına Azize’nin
yaşadığını söylediği sahneydi (Halit Ergenç’in oyunculuğunu bir kezde benim
anlatmama gerek yok herhalde .) ve ardından gelen aile buluşması.İlk başta neden
yetimhanede bu buluşma diye sorgulamıştım ancak hem Azize’nin birden eve çıkıp
gelmesi garip olurdu , hem de amaç bebeği direk aile tablosunda göremesekte
onunda ailenin yanında olduğunu bize göstermekti sanırım. Bebek demişken ,
umarım o aile onu evlat edinmez çünkü bizim yürekler böyle bir şeyi bir daha
kaldıramaz hem de Ali Kemal’den sonra biraz klişe gelebilir. Yetimhaneden devam
edecek olursam, Aleksi ile konuşan karıyı hiç sevmedim. Evet karı , ilk
bakıştıkları anda da ne iğrenç olduğunu belli etmişti zaten bir kötülük bekliyorduk.
Hilal’in o sahnede kaçıp gitmesi bana biraz abartı geldi , tamam Yunan işgaline
karşısın falan filan hepimiz öyleyiz ama karşındakiler misafir ve Leoncuğunla
gelmişler , bilemedim birazcık nezaket yani !
Cevdet’in olayları anlama kısmını pek çözemedim desem yalan
söylemiş olmam herhalde. Kurduğu Spiro bağlantısı dışında olayı aydınlatabilecek
başka bir şey vardı da ben mi göremedim ya da hemencecik unuttum ? Bir de tecavüzü
anladı mı anlamadı mı,anladıysa hangi anda anladı falan bunları pek net
yansıtmamışlar gibi geldi bana. Yine de ilk tepkisi tam Cevdet’den beklediğim
tepkiydi ve Azize’nin onu bir nevi sevgisi ile durdurması bence güzeldi.Bu konu
üzerinden ,son sahne de hayal çıkacak gibi çekimi farklı geldi bana ve çok ani
gelişti ( ya da sonraki bölüm bize nasıl anlaşıldığı gösterilir , çünkü yüzbaşının
söylediği ‘’senin ne işin var burada ?’’ repliğini duymuşa benzemiyor
merdivenlerden inerken o sırada yüzünde hala tebessüm var ancak yüzbaşını
gördükten sonra yüz ifadesi değişiyor veya sadece çekimle ilgili bir şey.)
Yakup ve Yıldız çok hoşuma gidiyor. Yakup’un hem daha
önceden söylediği savaştan sonra aile kurarım İnşallah düşüncesi hem de
Miralaydan korktuğu için Yıldız’dan sürekli kaçmasını seviyorum, güzel bir
kavuşma izleyeceğiz çünkü sonunda.
Hamilton’un gerçekten değiştiğine inanmıştım! Klasik adam
şerefsizin teki çıktı Rıza Baba’yı buraya yapıştırsam beni taşlamazsınız umarım.
Spiro’yu öldürdüğünde bile güvenmiştim ona, her şey vatan içindi , Türkler
içindi…😞
Leon ve Hilal’in şu evlilik meselesi beni sıkıyor açıkçası. Çok
saçma geliyor , gerçekten evlendiğinize inanıyorsanız niye salak salak takılıyorsunuz
böyle ? Hilal’in annesinin yaşadığını söylediği sahne çok kabızdı fazla
duygusuzdu. Leon’a hiç yakıştıramadım.
Havva’nın Flipos’un üzerine şerbet döktüğü sahne de
saçmaydı. Bir başka saçma bulduğum ve gözüme batan olay Cevdet her bir şeyler
karıştırdığında sanki komutanın emriymiş gibi ortaya çıkıyor ve komutanda
hiçbir seferinde sorgulamıyor bu durumu. Ayrıca Cevdet yerine geçmek istediği
komutanı suçlarken İngiliz istihbaratına çok okeyim, çantada silah olduğunu
bilmesi olayı nedir ? Kimse bunu yine sorgulamadı.
Sonuç olarak , bahsedilen taarruz sebebiyle güzel bir vatan
mücadelesi görmek istiyorum bir sonraki bölümlerde. Dizinin eski temposuna
kavuşacağını düşünüyorum sonuçta onu severek izliyoruz !
Teşekkürler😊
Umarım kaçırdığım bir nokta yoktur ve yazımı sevmişsinizdir!
-İpek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder